1 Nisan 2013 Pazartesi

'Yeni Görünüm'' ve 50'ler



Savaş döneminden etkilenen moda da kısıtlamalara gitmişti. Elbiseler daraldı, etekler kısalarak diz hizasına çıktı. Piyasada bolca bulunan üniforma takıları yani vatkalar, apoletler ve şeritler işte bu tarihlerde sadeliğe biraz renk katması için moda dünyasına katıldı. Erkekler de üniforma giymedikleri zaman kruvaze ceketler ve duble paçalı bol pantolonlar giymeye başlamıştı. Ve tam da bu günlerde Christian Dior isminde bir tasarımcı tüm bu kısıtlamalara bir dur diyerek Yeni Görünüm’ü ortaya attı. Üst kısımda bele kadar vücuda oturan, belden itibaren aşağı bollaşarak inen, diz altı boyu etekleri tanıttı ve savaş sonrası kumaş kıtlığının aksine bol keseden kumaş kullanmasıyla büyük sansasyon yarattı. 

  50’lere geldiğimizde de Dior’un geniş etekleri popüleritesini korumaya devam etti. Ama savaşın etkisinden kurtulan Avrupa yavaş yavaş paraları saçmak için yer arıyordu. /Daha doğrusu bayanlar, ehem/ Savaş sonrası onca yapılması gereken şey varken nasıl oluyor da büyük miktarlarda para moda endüstrisinde dönüyordu? Aslında açıklaması basit. Savaş sonrası azalan erkek nüfusuyla birlikte kadınların sayısı, toplumdaki yerleri ve güçleri artmıştı. 
  50’ler kadına kadın sıfatının gerçek anlamda verildiği yıllardı. Dar pantolonlar, vücudu saran elbiseler ve etekleri dize doğru daralan tayyörler bu yılları etkisi altına aldı. Onca şık bayan tabi ki yanlarında kalas misali duran erkekle takılmıyordu. İşte erkeklerin modaya ilgi göstermeleri daha doğrusu bayanlar sağ olsun ilgi göstermek zorunda kalmaları da bu dönemde başladı. Takımlar sporlaşarak günlük kullanıma uygun hale getirildi. Spor ceket kavramı bu dönemde ortaya çıktı ve belki de moda tarihinin bence en yüz karası icadı Hawai gömlekler 50’lerle birlikte yükselişe geçti. Hayır, Hawai gömlekle sorunum yok.

1 yorum: